12.7 C
Toronto
Monday, May 6, 2024

Bir gün Temel’in babası ölmüş. Defin işleminden sonra cenazeyi yıkayan imama 20 TL bahşiş vermiş.
Hoca parayı az bulup itiraz edince sinirlenen Temel: -‘Bağa bak Hoca.. Hau aşağudaki benzunlukte 5 liraya tır yıkayler, adamun canunu sıkma’, der.

Bu fıkrayı ilk okuduğumda aklıma dayımın köyündeki imam geldi. Atandıktan kısa bir süre sonra köyün ileri gelenlerinden birisi ölmüş, ancak imam ben ölü yıkamam demişti. 

Köylüler bu işe çok şaşırmış, “Sen imamsın, görevin bu. Ne demek ölü yıkamam”, diyerek üzerine yürümüşlerdi. 

Kısa bir süre sonra dayımla dertleşen imam, “Bugüne kadar bir tek babamın ölüsünü yıkadım. O andan itibaren birinci derece yakınlarım hariç ölü yıkamamaya yemin ettim. Herkes kendi ölüsünü yıkasın”, demişti. 

İmam kendisi ölü yıkamaz, ama ölü yıkayanları el üstünde tutardı. Girişteki fıkradaki gibi ölü yıkamayı araba yıkamayla eş tutanlara karşı da oldukça sertti. Cenaze yıkayanlara verilecek parayı çok bulan cenaze sahiplerine çıkışır, “ya siz kendiniz yıkayın, ya da yıkayanların istediği ücretin iki mislini verin”, derdi. 

Sonra da eklerdi: ‘Cenaze yıkamak kolay değil. Yıkayan kişiler en az birkaç gün ölünün tesirinde kalıyor, doğru dürüst yemek bile yiyemiyor. Bir de herkes yatağında ölmüyor ki. Kaza geçireni, vücudu parçalananı, yananı, çürüyeni var.  Dünyanın en zor işlerinden birisi. O yüzden ne kadar çok verilse yine az kalır.’

Köyde cenaze evlerinde dışarıda yakılan ateşler üzerinde büyük kazanlarla su ısıtılır, genelde tahta sedir ya da camiden getirtilen metal teneşir üzerinde ölüler yıkanırdı. 

Kanada’da ölüler nasıl yıkanıp kefenleniyor bilmiyorum ama Toronto’da cenaze hizmetleri veren bazı camilerde gasilhane olduğunu duydum. 

Bir cami derneğinde uzun yıllar görev yapmış ve cenaze hizmetleri ile yakından ilginenen bir kişi, “Cenaze yıkamak için daha önceleri Türk toplumu içinde bu işi yapanları davet ederdik. Fazla da yapan yok zaten. İşimiz daha kolay olsun diye başka bir topluluğa ait bir cami için profesyonel hizmet veren bir grupla anlaştık, cenaze olunca onlara haber veriyoruz, gelip yıkıyorlar. Ancak isteyen cenaze sahibi kendisi ya da tanıdığı kişilere de cenazesini yıkatabilir”, diyor.

Toplum içinde cenaze yıkayanlardan birisi olan H.S., gençliğinde cenazelerden çok korktuğunu ve hatta cenaze olan bir evin kenarından bile geçemediğini söylüyor ve ekliyor: ‘Kanada’ya geldikten sonra dini hassasiyetim arttı. Cenazeyi kendi akrabası yıkayacak şeklinde okuduğum bir hadisten sonra, bir yakınım ölürse niye başkasından yardım isteyeyim, kendim yıkarım, diyerek bu işi kafama koydum. Sonra isteğimi o zamanlar bir camide görev yapan din görevlisinin eşine ilettim.  Bir gün cenaze olduğunda beni yardım için çağırdı ve böylece başladım. 

Çevresinden  “’Öldüğümde beni sen yıka’ şeklinde istekte bulunanlar olduğu gibi ‘nasıl cesaret ediyorsun’, ‘nasıl yapıyorsun’ gibi sorular da geldiğini belirten H.S., herkesin psikolojisinin cenaze yıkamayı kaldıramayacağını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: ‘Ben şahsen kendimi o ölünün yerine koyuyorum. O zaman dünyalık her şey aklımdan gidiyor. Bunun etkisi birkaç gün sürüyor. Cenaze sürekli gözünün önüne geliyor. Ölümü çok hatırlıyorsun. Aslında dünyalık işlere fazla dalmamak, Allah’a yakınlığının artması ve nefsin terbiyesi için çok iyi bir şey. Olsun birkaç gün düzgün yiyip içmeyelim, uyumayalım.’  

Bugüne kadar ona yakın cenaze yıkadığını ifade eden H.S., “Bunu bir iş olarak, maddi karşılık bekleyerek yapmıyorum. Amacım sadece bir ihtiyacı gidermek, yardım etmek, dua almak ve Allah’ın rızasını kazanmak. Bu yüzden sürekli yapmıyorum, ihtiyaç duyarsanız çağırın diyorum. Toplumumuz içinde cenaze yıkayan birkaç kadın daha var. İhtiyaç duyulan bir şey olduğu için istiyorum bu sayı çoğalsın” diyerek özellikle gençlerin bu işe el atmasını istiyor.

Bu kız bu garip konuyu nerden buldu da yazdı diyenlere cevabım: Hepimiz bir gün öleceğiz. Eğer cenazemizin bulunamayacağı sıra dışı bir ölüm kaderimizde yoksa veya yakılmayı vasiyet etmemişsek inancımız gereği yıkanıp kefenlenerek toprağa verileceğiz. 

Ölüm hak ve İslam’a göre ölüyü yıkamak, kefenlemek, cenaze namazı kılmak ve gömmek farz-ı kifayedir. Yani bazı mükelleflerin yapmasıyla diğerlerinin yapması gerekmeyen farzdır.

Bugüne kadar bu görevi bizler adına hep birileri yaptı, biz de mesuliyetten kurtulduk gibi bir durum var ortada.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
- Advertisment -

Most Popular

IDEAL FINE FOODS

7694 Islington Ave #3, Woodbridge, ON L4L 905 850-7296

Virüslü yaşam ve çipli aşı!

COVID-19 virüsü hayatının baharını yaşıyor gibi.   400 vaka olunca lock down olan yani kapanan Ontario’da hastalığa yakalanan sayısı...

Rektörlük görevini devredecek

Waterloo Üniversitesi Rektörü Feridun Hamdullahpur'un 2011 yılından beri yürüttüğü görevinden 1 Temmuz'da ayrılacağı duyuruldu.  CANADATÜRK Waterloo...

Altı yılda üçüncü ataşe

Cihat Yalçınkaya yeni Toronto Din Hizmetleri Ataşesi olarak göreve başladı. Önceki ataşe Yakup Sekmen dört yıllık görev süresinin yarısını henüz doldurmuşken bu...

Recent Comments