8.7 C
Toronto
Saturday, April 27, 2024
Ana Sayfa YAZARLAR HASAN YILMAZ Virüslü yaşam ve çipli aşı!

Virüslü yaşam ve çipli aşı!

COVID-19 virüsü hayatının baharını yaşıyor gibi.  

400 vaka olunca lock down olan yani kapanan Ontario’da hastalığa yakalanan sayısı günlük 2000’lere tırmandı. Toronto ve çevresinde modifiye edilmiş bir kapanma da işe yaramışa benzemiyor. Gerçi 10 kişinin oturabildiği restoranı kapatıp, aynı anda 500 kişinin büyük marketlerde balık istifi alışveriş yapmasının mantığı da pek yok zaten. 

Virüs yorgunları ya da salgını komplo teorileriyle açıklayanlar kurallara da artık uymuyorlar. 

Nasılsa aşılamaya yakında başlanacak ve bu dertten kurtulacağız düşüncesi de hakim olmaya başladı. 

Bir de vurdumduymazlar var.Gündelik hayatından taviz vermeyenler, ev ev misafirliğe gidenler, kahvaltılarda, ikindi çaylarında bir araya gelmeye devam edenler… 

Bu ortamda niye misafir kabul ediyorsunuz diye sorunca, ‘ne yapayım, gelmek istedi, kıramadım’, diye cevap verenler… 

Testi pozitif çıktığı halde hiçbir şey yokmuş gibi davranan, çevresiyle teması kesmeyenler de cabası. 

Böyle olunca, toplum üyeleri arasında virüsü kapanlar hızla artıyor. 

AIDS olduğunu bildiği halde eşine veya herhangi bir başkasına söylememek ve hastalığı bulaştırmak pek çok ülkede kriminal bir suç.

Aynı kuralın Coronavirüs’e yakalandığı halde karantinada kalmayıp diğer insanlara bulaştıranlara uygulanması şart. 

Bir başkasına ölümcül bir virüsü bile bile bulaştıranların silahla insan öldürenden pek farkı yoktur sanırım.

 Öte yandan, pandemiden yorgun düşen dünyanın yardımına aşı yetişmek üzere.  Kanada’da ilk onay verildi ve aşılamaya başlandı. Ancak bu bir takvim çerçevesinde olacak. Bağışıklık için nüfüsun çoğunun aşılanması gerekecek. Bu da en az bir yıla yayılan bir süreç demek. Yani öyle aşı geldi hemen kurtuldum yok. 

Aşıyla birlikte bize çip takacaklar propagandası var ki, aşı karşıtları için bire bir.

Hele Türkiye’de kiminle konuşsam aşı olmam diyor. Niye diye sorunca Yeni Dünya Düzeninden Rothschild ailesine, Bill Gates’ten 5G teknolojisine kadar, akla hayale sığmayan komple teorileri anlatıyorlar. 

Köyde yaşayan, okuma yazma dahi bilmeyen, virüsü kapsa üç güne yolcu olacak 70’in üstündeki akrabam bile çip takacaklar diye aşıya karşıymış.

Bazen gülüp geçiyoruz ama en saçma şeyler bile çok büyük kitlelerce satın alınıyor. Sadece Türkiye’ye has bir durum da değil bu. Kanada’da dahi sistemle barışık olmayanlar buna benzer davranış sergiliyorlar.

Eskiden köyümüzün ebesi hastaları evlerinde ziyaret ederek aşılarını vururdu. Genelde aşılar kalçadan olurdu. Koca iğneyi kadın erkek herkesin kaba etine saplardı ebe. Bu nedenle ebenin iğnesi oldukça meşhurdu ve de korkuturdu. 

Allah’tan COVID-19 aşısı kalçadan yapılmayacak. Öyle olsaydı acaba ne gibi komplo teorileri dolaşıma girecekti merak ediyor insan.

Sanal düşman uydurup savaşmak

Michael Moore’un yazıp yönettiği 1995 yılı yapımı ‘Canadian Bacon’ adlı komedi filminde bir ABD Başkanı’nın düşen popülaritesini arttırmak için kendisine bir düşman bulma gayreti absürt gelişmelerle anlatılır.

Filmin konusu kısaca şöyle: Amerikan ekonomisi pek parlak durumda değildir, dolayısı ile Amerikan Başkanı’nın itibarı da günden güne azalmaktadır. Başkanın yeniden popüler olabilmesi için bir savaşa ihtiyacı vardır. Artık soğuk savaş sona erdiği ve Sovyetler Birliği gibi bir düşmanın kalmadığı gözönüne alınınca uyduruk bir bahane yaratılarak Kanada’ya savaş açmaya karar verilir.

Tabii öncelikle kamuoyu oluşturmak için Kanada ve Kanadalılara karşı büyük bir propaganda kampanyası başlatılır. Medya bu kampanyada aktif çalışır. Sınır kasabası “Niagara Falls”ın şerifi de bu kampanyayı fazlaca ciddiye alarak çevresindekileri örgütleyip Kanada’nın başkenti zannettikleri Toronto’ya sefer düzenleyince işler çığırından çıkar.

Aynı bu filmde yaşananların benzerleri başka ülkelerde de yaşanıyor. Hatta bir tanesinde  yaşanmakla kalmıyor, 10 bin km uzaklıkta bile gösterime giriyor. 

Yanlışı düzeltememek!

     Okul sezonu başladığında Toronto’da William Lyon Mackenzie Collegiate Institute’de okuyan Z. Yılmaz adında bir öğrenciyle alakalı bilgiler benim telefonuma ve email adresime gelmeye başladı.

Evdekiler, ikinci bir hayatım olduğundan ve bir yerlerde başka bir çocuğumun olduğundan şüphelenmediler de değil. 

Okulu arayıp bir yanlışlık olduğunu ve benim Z. Yılmaz isminde o okulda bir çocuğum olmadığını söyledim. Okul sekreteri, çocuğun babasının adının da Hasan Yılmaz olduğunu ve sistemde benim telefon ve emailimin olduğunu söyledi. Sekretere yarım saat benim o Hasan Yılmaz olmadığımı ve Z. Yılmaz adında bir çocuğumun olmadığını ispatlamaya çalıştım. 

Araştırıp geri dönelim dendi, ancak  bir daha hiç aramadılar. Neyse ki bu telefon görüşmesinden sonra okuldan gelen mesajlar kesildi. 

Okuldan artık mesaj gelmiyor ama okulun bağlı olduğu TDSB ve TDSB adına çalışan bazı firmalardan sürekli mesajlar gelmeye devam ediyor. Örneğin, report kartları, özel izin formları gibi…

Arıyorum, email atıyorum ama bir türlü bir sonuç alabilmiş değilim. 

Çocuğun ailesi mi okula benim bilgilerimi verdi, yoksa okul çalışanları internetten yaptıkları arama ile mi benim bilgilerime ulaştılar ve sisteme kızın ailesinin bilgileri diye girdiler öğrenemedim. 

Eğer, Z. Yılmaz ve ailesini tanıyan birileri varsa bu yanlışlığın düzeltilmesi için kendileriyle irtibata geçerlerse iyi olur. Zira, okulun ve TDSB’nin sisteminden benim iletişim bilgilerimi sildirip kendi bilgilerini ekletmeleri gerekiyor.

Önceki İçerikRektörlük görevini devredecek
Sonraki İçerikIDEAL FINE FOODS
- Advertisment -

Most Popular

IDEAL FINE FOODS

7694 Islington Ave #3, Woodbridge, ON L4L 905 850-7296

Virüslü yaşam ve çipli aşı!

COVID-19 virüsü hayatının baharını yaşıyor gibi.   400 vaka olunca lock down olan yani kapanan Ontario’da hastalığa yakalanan sayısı...

Rektörlük görevini devredecek

Waterloo Üniversitesi Rektörü Feridun Hamdullahpur'un 2011 yılından beri yürüttüğü görevinden 1 Temmuz'da ayrılacağı duyuruldu.  CANADATÜRK Waterloo...

Altı yılda üçüncü ataşe

Cihat Yalçınkaya yeni Toronto Din Hizmetleri Ataşesi olarak göreve başladı. Önceki ataşe Yakup Sekmen dört yıllık görev süresinin yarısını henüz doldurmuşken bu...

Recent Comments