Kanada’daki Türk nüfusunun ve buna paralel olarak da restoran ve kafelerin sayısının artmasıyla Türkiye’nin kahvaltı kültürü Kanada’ya taşınmaya başlandı.
HASAN YILMAZ
Köyde doğup büyüyen bir kişi olarak kahvaltı soframızda zeytin, peynir, yumurta, reçel, patates kızartması ya da kavurması, bazen hamur işleri, varsa sıcak ekmek, yanında tereyağı olurdu. Öyle bugünlerde köy kahvaltısı adıyla servis edilen binbir çeşidin yer aldığı kahvaltı türünü istisnalar hariç Türkiye’de hiçbir köylünün Kadıköy ve Bakırköylüler dahil rüyasında bile gördüğünü zannetmem.
2000 yılı öncesi kahvaltı için gidilebilecek mekanlar sınırlıydı. Hemen hemen herkes için kahvaltı demek bir simit, poğaça, açma ve yanında çay demekti. Ya da bir esnaf lokantasında içilen bir tas mercimek, ezogelin veya paça çorbası ya da haşlamaydı. Bir tas çorbayla da bir sepet dolusu ekmek yenirdi.
Benim için ise kahvaltı demek şehir merkezindeki küçük bir pastanede tereyağ-bal ile birlikte sıcak süt içmekti ve de köşe başındaki seyyar sahlepçiden alınan bir bardak sahlep ile bir simidi götürmekti.
Simit kafelerinin açılmasıyla simit ve poğaçalar çeşitlendi. Yöresel kahvaltı salonları, köy kahvaltıları ve serpme denen kahvaltı türleri, açık büfeler köşe bucak her yanı sardı. Özellikle hafta sonları kahvaltı için dışarıya çıkmak önemli hale geldi.
Türkiye’de bunlar olurken Kanada’da bir çoğumuz için uzun yıllar kahvaltı demek yulaf ezmesi, sütle cereal ya da Tim Hortons’ta krem peynirli bagel demekti.
Kanada’daki Türk nüfusunun ve buna paralel olarak da restoranların sayısının artmasıyla Türkiye’nin kahvaltı kültürü Kanada’ya taşınmaya başlandı.
Birkaç yıldır mini serpme kahvaltılar restoran ve kafelerin menülerine girmişti, şimdi ise açık büfe kahvaltılar gözde.
Richmond Hill’de bulunan G Lounge, her gün açık büfe kahvaltı servisine yaklaşık üç ay önce başlamış. Peynirden zeytine, reçellerden salam sosis çeşitlerine, meyvesinden hamur işlerine zengin bir çeşit servis ediyorlar. Özellikle hafta sonları gösterilen ilgiden oldukça memnunlar.
Toronto şehir merkezindeki Chef Gourmet ise şu anda hafta sonları açık büfe kahvaltı servisi veriyor. 50’nin üzerinde çeşit sunuyorlar ve onlar da ilgiden oldukça memnunlar.
Vaughan’da bulunan Mama Fatma Turkish Cuisine ise hafta sonları açık büfe kahvaltı servisine 15 Şubat’ta başlamış. Ürün sayısı için say say bitmez diyorlar ve GTA sınırları içerisindeki en zengin açık büfe kahvaltıyı sunduklarını savunuyorlar.
Scarborough’daki Barans Turkish Cuisine ise açık büfe kahvaltı servisine ocak ayında başlamış. Onlar da müşterilerine 50 civarında çeşit sunuyorlar.
Açık büfe kahvaltı kültürünü Kanada’ya taşıyan restoran ve kafelerin sayısının daha da artması bekleniyor. Belki de yakın bir gelecekte sadece kahvaltı hizmeti veren Cora, Denny’s ve Eggsmart gibi kahvaltı salonlarının Türk kahvaltısı sunan benzerlerini de göreceğiz.
