SEMİH ERDEM
2015 yılında Toronto’nun ilk siyahi polis şefi olarak atanan Mark Sounders’ın görev süresi gelecek yıl nisan ayında sona erecekti ancak 31 Temmuz itibariyle geçerli olmak üzere istifasını sundu.
Bill Blair sonrası polis şefi olmasına kesin gözle bakılan Türk toplumunun yakından tanıdığı, eşi Türk olan Jamaica doğumlu Peter Sloly yerine Sounders tercih edilmişti. Sloly, bu gelişme üzerine şef yardımcılığı görevinden istifa etmiş, geçtiğimiz yıl ekim ayında ise Ottawa Polis Şefi olmuştu. Toronto polis şefliği için yeniden ismi gündeme gelen Peter Sloly, böyle bir düşüncesinin olmadığını belirtti.
Türk toplumunun yakından tanıdığı diğer isim, görevi sırasında Türkiye gezisine giden önceki polis şefi Bill Blair şu anda federal milletvekili ve kamu güvenliğinden sorumlu bakan olarak görev yapıyor. Bill Blair’den önceki polis şefi Julian Fantino da emekli olduktan sonra politikaya atılmış ve 2010-2015 yılları arasında bakanlık yapmıştı.
Toronto polis şefi, Toronto Polis Hizmetleri Kurulu (TPSB) tarafından belirleniyor. Kurul’da Toronto belediye başkanı, üç belediye encümeni ve eyalet hükümetinin atadığı üç kişi ile birlikte toplamda yedi kişi bulunuyor.
Yeni polis şefi bu kurul tarafından belirlenecek. Geçiş süresinde Toronto Polis Şefi Yardımcısı James Ramer bu görevi vekaleten yürütecek.
Kanada’nın kuşakları
“Baby boomer” diye bir kavram sıklıkla karşımıza çıkıyor. Peki nedir bu kavramın anlamı?
Baby boomer, 2. Dünya Savaşı’nın ardından doğan ve ülkesine göre 10 ila 20 yıl arasında doğanlara deniyor. Bu dönem, doğum oranının çok yüksek olması nedeniyle bu adla adlandırılıyor.
Kanada’da bu süre 1945 ile 1965 yılları arası olarak kabul ediliyor. 1961’de doğum oranı azalmaya başlamış, 1964 ve 1965 yıllarında yüzde 8 gibi büyük bir düşüş yaşandığından, 1965, baby boom döneminin sona ermesi olarak kabul edilmiş. 20 yıllık dönemde yaklaşık 9 milyon bebek dünyaya gelmiş. Yıllık ortalaması 400 binden fazla. Nüfusu iki kattan fazla artan ve bugün yaklaşık 38 milyon olan Kanada’da yılda bu kadar bebek doğmuyor desek rakamın büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Her bir kadına 3.7 bebek düşüyormuş. Bugün bu oran 2’nin altında.
Nüfus sayım sonuçlarına göre baby boomer olarak adlandırılan kuşağın toplam nüfus içindeki oranı yüzde 30’ların biraz altında.
Baby boomers kuşağı yaşlanmaya başladı. En genci 55, yaşlısı ise 75 yaşlarındalar. Nüfusun dörtte birini temsil eden bu kuşağın davranışları, yaşam biçimleri, alışkanlıkları Kanada’nın politikalarını belirledi ve hâlen de belirlemeye devam ediyor. 2001’de emeklilerin nüfusa oranı yüzde 11 iken, bu kuşağın emekli olmasıyla 2030 yılında bu rakam yüzde 23’e çıkacak.
Bu kuşak emekliye ayrıldığından Kanada’nın iş gücü zayıflıyor, yaşlandığından sağlık giderleri artıyor, öldüğünden nüfusu azalıyor…
Kanada İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, baby boomer kuşağı annelerinin çoğunluğu iki dünya savaşı arasında, 1919-1940 yılları arasında doğan kadınlardan oluşuyor. 2011 verilerine göre, 3.1 milyon kişi, yani her 10 Kanadalıdan birisi bu kuşağın ebeveyni olarak kayıtlarda yer alıyordu.
1972 ila 1992 yılları arasında doğan kişilerin yüzde 60’ının annesi ise baby boomer denen kuşaktan. Verilere göre toplam nüfusun yaklaşık yüzde 25’i bu kuşağın çocukları ve genelde ‘echo of the baby boom’ ya da “Y” kuşağı olarak anılıyor.
İstatistikler baby boomers kuşağının kendilerinden önceki kuşaktan çok daha az çocuk yaptığını ortaya koyuyor.
Kanada’da jenerasyonlar, Baby Boomers (1945-1965), Parents of Baby Boomers (1919-1940) ve Children of Baby Boomers (1972-1992) ile birlikte World War II (1941-1945), Baby Basters ya da Generation X (1966-1971) ve New Generation Z veya Internet Generation (1993-2011) olarak adlandırılıyor.
Sağır Kurbağa
Günlerden birgün kurbağaların yarışı varmıs. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşları için yarışma alanına toplanmış. Ve yarış başlamıs. Gerçekte seyirciler arasından hiç kimse yarışmacıların kulenin tepesine çıkacağına inanmıyorlarmıs.
‘Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar’ diye de sesler yükseliyormuş seyirciler arasından. Büyük bir hevesle yarışmaya başlayan kurbağalar, henüz kulenin tepesine varamadan bir bir yarışı bırakmaya başlamışlar. Içlerinden sadece bir tanesi inatla, yılmadan kuleye tırmanmaya devam ediyormus. Seyirciler yine istemişler.
Bir kurbağa ona yaklamış ve ‘diğerleri bıraktı sen nasıl başardın’, diye sormuş.
İşte o anda hepsi anlamışlar ki kuleye çıkmayı başaran kurbağa sağırmış.
