17.6 C
Toronto
Sunday, April 28, 2024

Çevremdeki çiftler arasında boşanma oranlarındaki artış dikkatimi çekiyor. Büyük bir hevesle evlenen ve evliliklerinin henüz ilk yıllarında boşanan çok arkadaşım var. Boşanma sebepleri birbirinden farklı ancak ortak noktaları göçmen olmaları. 

Peki neler oluyor, Kanada’da yeni bir hayata merhaba diyen çiftler neden kısa bir sürede boşanma yoluna gidiyor?

İlk olarak, sanırım göçmenliğin getirdiği sorunlar boşanmalara zemin hazırlıyor. Dil, iş, kültür ve uyum problemi stres yapıyor. Stres altında olan kişiler de de negatif düşünmeye meyilli ve tahammülsüz oluyor.

Bu durumdan her iki taraf da etkileniyor. Eşler arasında gerginlik artıyor, bu gerginlik öfkeye, kavgaya hatta nefrete dönüşebiliyor. Ayrıca, var olan, gözardı edilen sorunlar da günyüzüne çıkıyor, belirginleşmeye başlıyor.

İkinci olarak da Kanada’da özellikle kadınlar daha özgür ve maddi olarak güvencede olduklarını hissettiklerinden daha rahat boşanma kararı alabiliyor.

Boşanma olaylarını daha iyi analiz yapabilmek için göçmenleri evliliklerine göre gruplara ayırmakta yarar var: ‘Göçmenliklen çok önce evlenmiş olanlar’, ‘Göçmenlikten kısa bir süre önce evlenmiş olanlar’ ve ‘Kanada’da evlenenler’. 

‘Göçmenlikten çok önce evlenmiş’ 

olanların evliliklerini sürdürme başarısı daha yüksek. Bu grupta yer alan eşler birbirlerini daha iyi tanıyorlar. Birbirlerinden neyi beklediklerini iyi biliyorlar. Kişilikleri hakkında bilgiye sahipler ve evliliklerinde bir dengeyi kurmuş durumdalar. Böyle olunca da sorunları aşmak onlar için kolay. Yalnız uzun süreli evli olup da göçmen olarak Kanada’ya gelen bir diğer grup daha var. Bunlar ciddi evlilik sorunları olan çiftler. Bir şekilde boşanmamışlar ve evliliklerini devam ettirmişler. Belki bize iyi gelir, biraz uzaklaşalım, şansımızı Kanada’da deneyelim diyorlar. Bu gruba giren çiftler, Kanada’da evliliklerini kurtarabilecekleri görüşündeler. Ancak göçmenliğin getirdiği sorunlar karşısında Türkiye’de tabiri caizse uzatmaları oynadıkları evlilikleri Kanada’da son buluyor.

‘Göçmenlikten kısa bir süre önce evlenmiş olanlar’ ise çok önce evlenenlere karşı daha ciddi sorunlar yaşıyorlar. Evliliğin ilk yıllarının sorunlarına göçmenliğin getirdiği sorunlara ekleniyor. Balayının bittiği, rüyadan uyanıp gerçeklerle yüzleşildiği bir dönemde Kanada’ya gelindiğinden eşlerin en olumsuz ve sorunlu yanları ortaya çıkıyor.

Bir diğer grup olan ‘Kanada’da evlenenler’i ise ‘göçmen olduktan hemen sonra evlilik arayışına girenler’ ve ‘işini yoluna koyup yerleşik hale geldikten sonra evlenenler’ olarak iki gruba ayırabiliriz. Gerek mülteci gerekse göçmen olarak Kanada’ya gelen bekar gençlerin büyük çoğunluğunun erkeklerden oluşması cinsiyetler arasında dengesizliğe neden oluyor. Bu durum, özellikle 2000’lerde gelen grup arasında büyük bir sorundu. Hâl böyle olunca erkekler evlenmek için Türkiye’ye gitmek zorunda kalıyorlardı. Bu yolla gayet iyi evlilikler de oluyor ama beklentilerle orantılı olarak ciddi sorunlar da ortaya çıkabiliyor. Erkek, yabancılık ve yalnızlık duygusuna ve yaşadığı sıkıntılara çare olarak bu evliliği düşünüyor. Memleket özlemi, yemekleri, bir çeşit anneliği hayâl ediyor. Ancak evlenip eşini Kanada’ya getirdikten sonra evliliğin kendi düşündüğü gibi olmadığının farkına varıyor. Türkiye’den getirilen eşin yeni bir hayata ve ülkeye uyumu, aile özlemi sorun olabiliyor.

Öte yandan geleneksel ailelerden gelen kızların veya geleneksel yapısı olmasa bile Kanada’da doğup büyüyen kızların kendi kültürlerinden birisi ile evlen(diril)mesi oldukça yaygın. Bu tür evliliklerde genelde eşler Türkiye’den getirtildiği için yaşanılan ülkelerden dolayı ortaya çıkan kültür farkı büyük sorun oluyor. Bazen de erkeklerin Kanada’ya geliş amacı uzun süreli bir evlilik temeli üzerine olmayabiliyor.

Başka kültürden kişilerle evlenenenlerde de dil, din ve kültür farklılıklarından dolayı sorunlar yaşayabiliyor ve evlilik boşanmayla noktalanabiliyor.

Evliliklerindeki sorunlara çözüm arayanların çok az bir kısmı psikiyatriste giderek evlilik terapisi alıyor. Evlilik terapisi alanların çoğunluğunu ise daha çok eğitimli kişiler oluşturuyor. Geleneksel yapıdan gelen kişilerin ise genelde ya böyle bir şeyden haberi yok veya terapi görmeyi bir suçluluk olarak görüyor.

Bir zamanlar Kanada’da görev yapan Psikolog Timur Oğuz evliliği ‘yüzde 99.99 gündelik hayattır, gündelik hayatı paylaşmaya dayanır’ şeklinde çok güzel tanımlıyor. 

Bütün olumsuz koşullara rağmen çok iyi evlilikler var. 

Boşanmayı çok kötü bir şeymiş gibi algılamak da yanlış.  Varsa eğer çocuklar çok etkilense de yürümeyecek bir evliliği devam ettirmeye çalışmak daha büyük sıkıntılar doğurabiliyor.

Önceki İçerik
Sonraki İçerikOkulların nasıl açılacağı şekilleniyor
- Advertisment -

Most Popular

IDEAL FINE FOODS

7694 Islington Ave #3, Woodbridge, ON L4L 905 850-7296

Virüslü yaşam ve çipli aşı!

COVID-19 virüsü hayatının baharını yaşıyor gibi.   400 vaka olunca lock down olan yani kapanan Ontario’da hastalığa yakalanan sayısı...

Rektörlük görevini devredecek

Waterloo Üniversitesi Rektörü Feridun Hamdullahpur'un 2011 yılından beri yürüttüğü görevinden 1 Temmuz'da ayrılacağı duyuruldu.  CANADATÜRK Waterloo...

Altı yılda üçüncü ataşe

Cihat Yalçınkaya yeni Toronto Din Hizmetleri Ataşesi olarak göreve başladı. Önceki ataşe Yakup Sekmen dört yıllık görev süresinin yarısını henüz doldurmuşken bu...

Recent Comments