9 C
Toronto
Monday, April 29, 2024
Ana Sayfa RÖPORTAJ Müziğin askeri

Müziğin askeri

Müzisyen Cüneyt (Juneyt) Yetkiner: ‘Ben kendimi hem sanatçı hem de zanaatçı gördüğüm için yaptığım sanatın ve zanaatın karşılığını alıyorum. Fakat bunun için diğerlerinden en az üç misli daha fazla çalıştığımı söyleyebilirim.’ 

Kanada’da müzik yaşamına devam eden başarılı müzisyen ve müzik gruplarımız var. Bunlardan ilk akla gelenler Cüneyt (Juneyt) Yetkiner, Mercan Dede (Arkın Ilıcalı), Evren, Ahmet İhvani, Zeynep Özbilen, Meral Mert ve Minor Empire. Bu sayıda bu başarılı isimlerden Cüneyt (Juneyt) Yetkiner ile müzik yaşamı üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. 

Bol ödüllü müzisyen, en son kasım ayında dört ayrı kategoride The Record Okuyucu Tercihi Ödülleri ve Waterloo Bölgesi Sanat Ödülleri En İyi Müzisyen Ödülü kazanmıştı. Yetkiner, başarısını özverili çalışmasına bağlıyor, haftada 7-8 defa sahne alıyor ve kendisini ‘müziğin askeri’ olarak tanımlıyor. 

HASAN YILMAZ-CANADATÜRK

Kanada’ya ne zaman geldiniz?

J: Kanada’ya 1998 yılının ağustos ayında geldim.

Müzisyen olmak için mi geldiniz?

J: Müzisyen olmak hedefimde yoktu. Çünkü Türkiye’den müzisyen olarak buraya gelip müzik yapabilmek, özellikle 21 sene önce şimdikinden kat kat zordu.

Ama her şeye rağmen zorlukları aşıp bu günlere geldiniz. Kanada’yı lokal müzisyenlerin ilgi gördüğü bir ülke olarak tanımlayabilir miyiz?

J: Kanada her türlü sanatkârın, sanatını hiç ön yargı görmeden yapabileceği mükemmel bir ülke. Gerek sağlanan olanaklar gerekse sanatkâra verilen şehir, eyalet ve devlet bazındaki destekler bakımından gerçekten çok gelişmişler. Bu konuda çok şanslı olduğumu söyleyebilirim.

Ne gibi destekler var?

J: Şehir, eyalet ve devlet bazında ‘grant’ adı altında bir çok maddi yardım var. Özellikle de yaptığınız müzik veya herhangi bir sanat bir azınlık müziği ise yardım daha da fazla.

Sanırım hem solo hem de çeşitli gruplarla sahne alıyorsunuz. Yaptığınız çalışmalardan biraz bahseder misiniz?

J: Solo calışmalarımda genelde Flamenco/Mediterranean Fusion tarzı bir müzik yapıyorum. Bu çalışmalarım grup bazında El Turko isminde kurduğum grubumla festivallere büyük konserlere yansıyor. Genelde kendi ülke ve kültürümden olan müzisyenleri kullanmaya özen gösteriyorum.

Diğer projelerimde yabancı bilinmiş parçaları kendi yorumumla Turk & The Hobbits isminde bir grupla hem seslendirip hem çalıyoruz. 

Daha çok nerelerde sahne alıyorsunuz?

J: Genelde haftanın yedi günü başta Waterloo, Kitchener, Guelph, Cambridge, GTA ve çevresi olmak üzere sekiz dokuz yerde sahne alıyorum. 

Neden gitar? Başka estrümanlar da çalıyor musunuz?

J: 17-18 yaşındayken gitar çalmaya başladım. Çok çeşitli müziğin yapılabileceği bir enstrüman olduğu ve lise dönemimde finansal olarak ulaşabileceğim nadir enstrümanlardan biri olduğu için seçmiştim. Başka çalabildiğim farklı enstrümanlar var ama gitar kadar onlara hakim değilim.

Ne tür müzikler yapıyorsunuz?

J: Genelde her türlü pop, flamenko, nuevo flamenko, yerli ve yabancı parçalar, biraz jazz, biraz Bosa Nova ve biraz Latin. Zevk aldığım her tarzı yapmaya çalışıyorum.

Repertuvarınızda çok sayıda Türk müziği de vardır sanırım…

J: Enstrümantal olarak repertuvarımda çok sayıda var ama seslendirme kısmında bir paslanmışlık var gibi. Ama projeler çoğalırsa tekrardan eklemeyi düşünüyorum.

Kanadalıların Türk müziğine ilgisi nasıl? Mistik bir müzik türü olarak mı görülüyor?

J: Türk müziği enstrümantal ve ritmik olarak komplike bir yapıya sahip olduğundan oldukça fazla ilgi görüyor. Bazı Kanadalılar Türk müziğini, Hint müziği ile Ortadoğu müziği arasında bir tarz olarak görüyorlar.

Kendi besteleriniz var mı?

J: Yaklaşık 200 kadar bestem var. 

Kanada’da album çalışmanız oldu mu?

J: Evet Ocean ve Fuego isimlerinde iki albümüm var.

Albüm satışları ve konserlerden elde ettiğiniz gelirler bir sanatçının hayal ettiği kadar var mı?

J: Genetik yapımızla alakalı bir şey her halde, her zaman maddi yanına bakıp bir işi yapar ve ona göre o işin statüsünü ve kalitesini belirleriz. Maalesef Türkiye’de bu kadar olanak yok ve ekmek aslanın ağzında. Sanatçı ve zanaatçı kavramları zaten böyle ortaya çıkmıştır. Ben kendimi hem sanatçı hem de zanaatçı gördüğüm için, yaptığım sanatın ve zanaatın karşılığını alıyorum. Fakat bunun için diğerlerinden en az üç misli daha fazla çalıştığımı söyleyebilirim. Dolayısıyla çok çok çalışmak gerektiğine inanıyorum. 

Bu yıl sizin için bol ödüllü bir yıl oldu. Biraz da aldığınız ödüllerden bahseder misiniz?

J: Record gazetesi ödülleri kasım ayında aldığım ödüllerdi. Beklenmedik bir anda gelen ama beni çok mutlu eden ödüller. Dört ayrı kategoride Okuyucu Tercihi Ödülleri (Reader’s Choice Awards) aldım.

Ayrıca yine kasım ayında Waterloo Bölgesi Sanat Ödülleri (Arts Awards in Waterloo Region) kapsamında En İyi Müzisyen Ödülü’nü aldım. Güney Ontario’nun en büyük ödülü ve son 12 yılda dört defa aday gösterilmiştim. Bu sene nasip oldu. 

Waterloo Bölgesi Sanat Ödülleri, heyetinde 88 kişi bulunan The Academy tarafından, her sene Kitchener, Cambridge ve Waterloo şehirlerini kapsayan Waterloo Bölgesi’nden en başarılı ve en çok fark yaratan kişileri ödüllendiriyor. Bu ödülü almak benim için büyük bir onurdu.

Benim için bir diğer büyük ödül ise ağustos ayında Toronto Budweiser Stage’te düzenlenen açık hava konserinde Santana’nın ve Doobie Brothers’in açılısını yapmış olmaktı. O günün en büyük özelliği tam 21 sene önce aynı gün Kanada’ya ayak basmam ve ilk canlı izlediğim konserimin yine bu konser stadyumunda Santana’yı izlemek olması idi.

Tecrübeleriniz ışığında genç müzisyen arkadaşlara ilk üç tavsiyeniz ne olur?

J: İlk ve en önemli tavsiyem çok çalışın. Hangi tarz müzik yapıyorsanız yapın normalinden daha fazla çalışıp temelinizi geliştirin. Sağlam temel sizi ömrünüzün sonuna kadar dik tutar

İkinci olarak eğitim şart diyorum. Kendinizi en yüksek mertebede eğitin. Unutmayın, bu ülkede siz göçmensiniz, dolayısıyla sorumluluklarınız hem daha fazla hem de işiniz daha zor. 

Üçüncü tavsiyem ise her zaman alçak gönüllü olun ve insanlar arasında ayrım yapmayın. Siyaset, din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımı olmaksızın herkese gönlünüzü açın. O zaman ulaşacağınız kitle, insanlığınızla doğru orantılı olarak bir o kadar daha büyüyecektir.

- Advertisment -

Most Popular

IDEAL FINE FOODS

7694 Islington Ave #3, Woodbridge, ON L4L 905 850-7296

Virüslü yaşam ve çipli aşı!

COVID-19 virüsü hayatının baharını yaşıyor gibi.   400 vaka olunca lock down olan yani kapanan Ontario’da hastalığa yakalanan sayısı...

Rektörlük görevini devredecek

Waterloo Üniversitesi Rektörü Feridun Hamdullahpur'un 2011 yılından beri yürüttüğü görevinden 1 Temmuz'da ayrılacağı duyuruldu.  CANADATÜRK Waterloo...

Altı yılda üçüncü ataşe

Cihat Yalçınkaya yeni Toronto Din Hizmetleri Ataşesi olarak göreve başladı. Önceki ataşe Yakup Sekmen dört yıllık görev süresinin yarısını henüz doldurmuşken bu...

Recent Comments